21 Eki 2013

Temizlik kuvvetleri, ileri!

ÖNCE OLASILIKLARI GÖZDEN GEÇİRELİM: KABUSLAR.


Al işte!
1-) Ben ve serkeş birkaç arkadaşım daha, balkonda oturmuş kahve falan içiyoruz. Annem ise temizliği henüz bitirmiş, içine, eve sinen lavanta kokusunu çekip kafa yapıyor. Bir ara arkadaşlarımın içinden mal olanı, ahududu aromalı bol şekerli kahvesini, masanın ayağına attığı tekme ile örtüye boca ediyor. Annem, kendisine kabalık yapılmış Hannibal Lecter gibi dişlerini sıkıyor. Burnuna artık lavanta değil; kan kokusu çekiyor. Çığlık atacak ve Verdi'den bir opera patlatacakken uyanıyor.


Kuğu gibiler değil mi?
2-) Annem ve en sevdiği top 10 temizlik manyağı arkadaşının topandığı kadınlar gününde -hepsi tuz ruhu kokuyor-, sohbetin en koyu anında, açık pencereden içeriye 4 serçe dalıyor. Şaşkın bakışlar altında minik kuşlar annemin uzun tüylü halisinin içlerini gagalayarak bir güzel karnını doyuruyorlar. O kadar çok yiyorlar ki, uçmakta güçlük çekiyorlar. Yürüyen Domestoslar kınayan gözlerle anneme bakarlarken, annem gecen hafta evi dip köşe temizlettiği ve 100 lirasını emen temizlikçi garıyı, iç dünyasında uzaya sürgün eder.

Yerinde durmuyor pezevenk

3-)  Domestos ultra 16 lt dev paket, pazardan dönüşünde annemin pesine takılıyor. Annem adımlarını hızlandırıyor. Dönüp geriye baktığında kurtulduğunu sanıyor. Eve gelip anahtarla kapıyı açmaya çalıştığında, içeride kahvesini içer vaziyette dev domestosu görür. Kapıdan geri kaçmak isterken arkasındaki dev ace şişesine çarparak yere düşer. İçi bir fena olur. Midesi bulanır. 2 adet 1 lt açılmamış porçöz şişesi kusar. Çığlıklar eşliğinde uyanır. 


KONUYA GİRELİM


Tüm bunlar nedir? Annemin gece gördüğü olası kabuslar. Aksi taktirde hiç kimse sabahın 8 inde ve her gün sabahın 8'inde uyanıp böylesi bir temizliğe girişmez. Sildikçe hırslanıyor, hırslandıkça siliyor. Ayakkabılığın kapıları pat pat çarpıp duruyor, tencere sesleri mutfakta yankılanıyor. Ananı skiim diyerek kapıları kazımaya girişiyor annem. Bir önceki gün derinlemesine temizliği yapan o değilmiş gibi, vitrininin ahşap yüzeyine tükürüyor, duvarları asitle dezenfekte ediyor. Bunu yaparken, cumartesi ya da pazar fark etmiyor. Uyumak mı? Tatil gününde mi? Ne mümkün!

 Bir yandan hızlı hızlı ve kısa kısa nefes alır veriyor, diğer yandan da temizlemeye çalıştığı yüzeyin son katmanına ulaşmaya çalışıyor. Bu bakımdan ahşap ve benzeri ürünlerin katmanlarıyla ilgili engin bir tecrübeye sahip. Kaliteli bir çam ağacından masayı, altı ay süren yoğun bir kimyasal savaşla delmiş birinden söz ediyoruz. Derinlemesine işlemiş hayali inatçı leke, annem için bir magazin haberidir. Aslı yoktur ve yeterli miktarda temizlik malzemesi ile çıkmayacak leke tanımaz. Bulaşık süngerini hırsla kavrar. Fason üretim bulaşık eldivenleri ile ilgili tüm ar-ge çalışmalarını titizlikle rapor eder.  Eldiven dayanmaz bu kimyasal  savaşın yılmaz neferidir. Komutanı hep aynı hiç bitmeyen bir savaş. İnatçı lekelerin komünist tehlikesine karşılık çamaşır suyu, tuz ruhu, porçöz ve yağ çözücü bileşiminden müteşekkil, emperyalist, kimyasal imha metotları.


Temsili operasyon
SONUÇ: NEDİR BU HIRSIN SEBEBİ?

Derin ve ezeli rekabette geri düşmeme çabaları bunlar. 2 yıl öncesinin lideri Nursel hanım. Kocasına verdiği suyun içine konduğu bardak, öylesine uzun bir çamaşır suyu dezenfektesine maruz kalmış ki, adam 3 gün komada yatmış. Şimdinin lideri ise Emine Hanım. Geçen ay, klozet deposuna doldurduğu porçöz ile sifon çekildiğinde sıçılan boku en küçük atomlarına ayırma projesi, her ne kadar kocasının bazı uzuvlarının işlevini yitirmesine - götü buharlaştı adamcağızın- sebep olsa da, kendi camiası içinde haklı bir ünvana sahip olmasını sağladı. Einstein Emine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Entropi

    Denizin üzerinde yansıyan ışıklar hakkında konuşabilecek kadar dingin bir ruh hali içinde olmaya çalışmaktan bahsediyordu. Gözlüklerinin...