11 Kas 2013

Kim bu şakacı, egzantirik, ayrodinamik insanlar? (1)


Liberalizm (altta kalanın canı çıksın)
-temsili -
Merhaba sevgili okurlar Bugün hayatımda bir şekilde yer işgal etmiş yahut etmekte olan bazı insanların, ilişkiler ve aradıkları ile ilgili anlattıklarında yola çıkarak, dünlerini bugünlerini ve olası yarınlarını anlatmaya çabalayacağım. Bizzat kendi ağızlarından anlattıkları macera ve beklentilerini kaleme alacağım. Özüne sadık kalmaya gayret göstereceğim. Takma isimler kullanarak özel hayatlarına saygıyı değil; gizem yaparak dikkat çekmeyi hedefliyorum.

     Kişiler ve onların hikayeleri bittiğinde, siz değerli site takipçilerine bir bulmaca ile, bu kişilerin gerçekte kim olduklarını bulma şansı vereceğim. Gizemi ortadan kaldıran ve gerçekte bahsi geçen kişilerin kim olduğunu bulan ilk 10 talihli (aa siteyi 9 kişi takip ediyormuş... neyse..) arasından yapılacak çekiliş ile, bir kişi çakma zamzung es3 mini kazanacak. Kazananın telefonunu kargoyla yollayacağım. Kargoyu talihli ödeyecek. Kargodaki olası hasardan ve ürünün elinize ulaşamama durumundan firmamız sorumlu değildir. Halihazırda bir firmamız da yok zaten.



     Mesut Kocagöt

     31 yaşında. Hayatın garip tesadüfleri onu bu yaşa dek getirdi. Çünkü 31 yaşına kadar yaşamasına izin verilmesi bile, modern dünya için umut verici bir olgu. (Olgu, uzun süreli; olay anlık... unutmayalım) 21 ilişki yaşadı. Bu arada boş durmadı ilişki ne demektir onu da araştırdı. 20 ilişkisi hüsranla; 1 ilişkisi vasatın altında bitti. İlişki ne demek anlamadı. Tüm ilişkilerinde suç, karşı tarafa aitti. Karşı tarafın suçu vardı. Onun yoktu. Hep karşı tarafın... tarafların...taraftarların suçuydu. Bunlar onu anlamadılar. Mütemadiyen büyüyen götüne, kokan ayaklarına yahut burnundan top haline getirip fırlattığı tataklarına taktılar. Kah dil uzattılar, Yaladılar. Kah. O ise ne yaptıysa yaranamadı. Oysa hepsine yaranmak isterdi.3 yıl evvel -yani 28 yaşında iken-, 19 yaşında bir sevgili yaptı kendine. Dış yüzeyde polikarbon kullandı. İçini ise sentetik pamukla doldurdu. Şık oldu. Seks hayatı harika idi. Mesut güzel yemek yapardı mesela. Sonra fikir uyuşmazlığı da yaşamadılar. Gık demedi Mesuta kız. Diğer ilişkilerine nazaran sorunsuz gibiydi. 1 sene bu şekilde devam etti. Fakat - anlatması güç- bir eksiklik seziyordu durumda. Ona ne zaman açılsa, kız susuyordu. Ayrıldılar. Ayrı kaldıkları süre zarfınca Mesut 31 oldu; kız 22. Belki yaşam devam etti, matematik kuralları işledi, ama Mesut hayata küstü. Bu arada, kaç yıl sonra kendi yaşının kızın yaşının 2 katı olacağını falan hesapladı. Geçen gün  barıştı hayatla. Bu satırları kaleme aldık beraber. Bu site aracılığı ile kısmetini beklemeye karar verdi. Belki sorun yeteri kadar açık olmamamdı diye düşünerek içtenlikle hayallerini dile getirmek istedi. Dinleyelim Mesut'u:

     Kendime 6 ay 12 gün süre verdim. Bu süre içinde 14-44 yaş aralığında, dişi ya da dişi olma eğilimli, fiziken düzgün, beni ben olduğum için sevecek (bu madde şart değildir; olmasa da olur), kaliteli giyimden, kuru temizlemeden anlayan, sıralı otogaz sistemine karşı ön yargısız, burnunda et olan kızlarla tanışmak istiyorum. Konuşması şart değil. Duysa şık olur diye düşünüyorum. (İlan günceldir)


Hayri ADIGÜZEL

Bar, pavyon, gençliğini yoğun sigara dumanı altında, kendini anlayacak, para harcamaktan hoşlanan, Hayri adına da hesabı yüklenecek, orta boylu şişman, Finlandiya kökenli Ürdün'de ikamet eden bir kız aramakla geçirdi. Olmadı. Bu kadar kritere can dayanmazdı. Tanıştığı ve beraber yalnızca bir kere yatağa girdiği 3 kızı da hamile bıraktı. 21 yaşında üç çocuk sahibi, deli gibi çalışan, tüm kazancını mama ve bebek bezine yatıran biri haline geldi. 5 sene bu şekilde çalışan Hayri, 26 yaşına geldiğinde, tesadüfen hastanede kısır olduğunu öğrendi. Hayatının kalan kısmında kadınlardan nefret etti. Ürolojiden hiç hazzetmedi. #ürolojideğilkriminoloji başlığı ile twitter'da heçteg oldu. Duyduğu nefret sonrası birlikte olduğu üç kadın, Hayriden ayrılınca Avrupada çeşitli ülkelere sığınmacı olarak başvuru yaptı. Ürdün, 3 kadına da yardım eli uzattı ve iltica taleplerini kabul edeceğini belirtti. Hayri Ürdün'e uyuz oldu. Sırf Ürdün ingilizce Jordan şeklinde yazılıyor diye Mıchael Jordan'a düşmanlık besledi. Öyle ki, 2007 yılının bahar ayında, yolda kendisine rastlayan Kayserili bir arkadaşı Hayri'ye nöördün? diye sormuş, geri zekalı Hayri rüzgarın da etkisiyle Ürdün diyor zannedip arkadaşını 36 yerinden bıçaklayarak öldürmüştür. 2010 yılında, rehabilitasyon merkezinden bana yazdığı mektupta, kadınlara yönelik nefretini açıklayan şu ifadeleri de dikkat çekici:

"... velhasıl kadınlar zehirlidir azizim. Aptaldırlar. Yeryüzünde, Ürdün'de yaşayan bir kadından daha itici şey nedir? Yoktur. Hiç bir şeyi beceremezler. Akıllı telefonlarına bir aplikeyşın yükleyemezler. Önce google market hesabı açman gerek dersin, mailim yok derler. Mail al dersin, nasıl derler. E ben yardım edeyim dersin, adın dersin, gerçek olan mı nik mi derler. He nik a.q dersin ayıp derler. Ne derler? Ne derler bilirsin, kadınlarla da olmuyor kadınsız da..."

Rehabilitasyon merkezinin, hastalara yönelik aşırı ilaç kullanasını ve bunların yukarıda da görülen olumsuz sonuçlarını bir yana bırakıp Hayri'ye (Hayriye değil; Hayri'ye) dönelim. Rehabilite olan Hayri 6 ay önce merkezden çıktı. Geçen ay sevgilisini balkondan iteklediği iddia ediliyor. Her iki taraf da olayın kaza olduğunu belirtiyorlar. Tek şüpheli durum, olay yerine gelen ekiplerin düşen kadının yanında buldukları telefon. Halen bir uygulamanın kurulumunun sürdüğü tutanaklara geçmiş durumda. Son olarak Hayri diyor ki:

Geçmişte bazı hatalarım olduğunu kabul ediyorum. Her insanın gel gitleri olur. Olmaz diyen insan değildir. Nalan'ı balkondan ben itmedim. Uygulama yüklemeye çalışıyordu, 3g çekmiyor diye balkondan telefonunu uzatarak 3g'yi yakalamaya çalışıyordu. Biraz salak olduğundan, 3 g yi hareket eden bir şey sanıyor. çok uzanınca da düştü. Düştüğü yerde tırmık olduğunu bilmiyordum. Daha doğrusu tırmıkların bu kadar güzel pozisyon aldıklarından habersizdim. Nalan'ın göt üstü tırmığa oturması ve sapını da ense köküne yemesi benim de canımı sıktı. Ben tersini arzu... öhm, tersi olur diye korkmuştum. Nalan ile aplikasyon yüzünden ayrılmadık; hapçıydı. Eğer ben de su site aracılığı ile aradığım kadını bulabilirsem çok mutlu olacağım. Sonra geçecek ve her şey normale dönecek onu da biliyorum. Bilmesem burada işim ne?


Selin ÖZÜNDEÇOKİYİBİRİNSAN

Selin, doktora eğitimini felsefe üzerine yaptığı için eğitimini de kendini de 35 yaşında bitirmiş biri. Fransa'da yüksek lisansını yaparken tanıştığı Baz isimli şahıstan vücut bütünlüğü üzerine bir iki kelam duyan Selin, o tarihten yakın zamana kadar kelimenin etkisinden kurtulamamış.. Çalkantılı birçok ilişki yaşayan ve 4. eşinden de geçen yıl, ayaklarındaki kıllar nedeniyle ayrılan Selin'i, bana gönderdiği bir pusuladaki kendi sözlerinden tanımaya çalışmak -oldukça yorucu ama-  daha doğru olur diye düşünüyorum:


Merhaba,


Badi İntegriti İdentiti Disordır.... yani ne demek istiyorum? ne malum!  Ne malum bu bacağın bana ait olduğu? Bakınca kafam karışıyor. İlk eşim de kafamı karıştırırdı. Kafasının bana; benim kafamın ona ait olduğunu söylediğimde romantik bir şeyler falan sandı gerzek sanırım. Kendi kafamı almama izin vermeden de tüydü. Akıllı adammış ki tüydü. Benim kafamı taşıyordu, akıllı olacak tabii. Ne? 3. eşim çok derdi bunu. Ne? Bir şey yok derdim. Ne? Offf! Vücut bütülüğüne erişmek için elimden geleni yapmam ne demek? Anlaşılmaz bir bilgi kirliliği. Matrix ve sonrası. Karpuz yerken dişlerin keman çalması türünden bir orantısızlık. Çok soğutmuşsunuz lan karpuzu dedim  son eşime. Kızdı. kaşlarını çattı ama o kaşları kendisinin zannettiği için çattı. Yoksa çatmazdı bence. Bence evren bütünlüğü vücut bütünlüğünün karesinin biraz fazlasına denk gelir. Ayar iyi tutturulursa tabi. Yoksa denk gelmez. Denk olmazsa olay çıkarırım. Sol ayağı sağ ayağından daha ince bir insan ne demek? Saygısızlık resmen. 


                                                                                                  Sevgiler, Selin


GÜNÜMÜZ:


Gecenin bir vakti, ezan sesine uyanan, hava ne kadar soğuk olsa da camı açan, 1 saat kadar önünde oturup düş kuran, uyuyan bir sevgilim vardı bir zamanlar. O kadar imrenirdim ki o anki mutluluğuna, ona eşlik etmek isterdim. Bir kere teşebbüs etmeye kalktım, boynumu burktu. O zaman anladım ki, sabaha karşı camı açan, ezan sesi dinleyerek titreyen adamlara karşı temkinli olmak gerek. Her ne kadar bu olay bir parça erkeklere olan güvenimi sarssa da, vazgeçmiş değilim elbette. Hah hah hah haaa. Bu site aracılığı ile tanışacağım bir sürü simetrik erkek olduğuna inanmak istiyorum. 

Şartlarım: Ayakları benden küçük, göğüsleri benden büyük olmayacak. Fitness yapacak ama ben istediğim için değil; kendisi geğirdiği için.  Organ bağışı konusunda ne düşündüğünü açıkça ortaya koyacak. Kıvırmayacak. Köçeklik yapıyorsa kıvırabilir elbette.  Sonuçta köçeklerin organ bağışı konusundaki fikirleri hepimizin malumu. Eşit günler!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Entropi

    Denizin üzerinde yansıyan ışıklar hakkında konuşabilecek kadar dingin bir ruh hali içinde olmaya çalışmaktan bahsediyordu. Gözlüklerinin...