19 Eki 2014

Film Senaryosu: Köyüm, mafya ve üç saniye koridoru

     
Cemal, yaşadığı köyün yüksek rakımından ve inatla küçükbaş hayvancılıkta ısrar eden hemşerilerinden sıkılmış, orta ölçekli bir girişimcidir. Yurt dışında MBA yapmış İşletme mezunu Cemal, bıyık bırakmayı seven erkeklerle iyi anlaşırken, saçlarına gölge atan kadınlardan, 4 yaşından büyük çocuklardan ve  primatlardan nefret eder. Sığ hayat görüşüne sahip köylülerle kahvede okey oynamayı kendini eğlendiren yegane etkinlik olarak gören Cemal, kurnaz köylülere sürekli yenilmekten dolayı, bu eğlencesinden de olunca, bir gece, yanıma para almamışım, evden alıp geleyim de hesabı ödeyeyim diyerek çıkmış ve bir daha da geri dönmemiştir. Kahveciye taktığı 24 çay parasını kendine kar sayan Cemal, büyük şehire doğru kaçarken kimseye veda etmemiş, giderken yanına yalnızca beylik tabancasını (beylere layık) almıştır.

          İstanbul'a gelince, bir süre aşçılık yaparak hayatını kazanmaya çalışan Cemal, bir gece, alkolü fazla kaçırdığı bir zaman diliminde, şans eseri mafya babası Kılıç Bey ile tanışır. Kılıç Bey, kendini koruyan Cemal'i işe alır. Cemal, sinsilikte bir numara olduğu için durumu kabullenir. Fazla kahramanlık ayaklarına yatmadan, yüksek gelirin tadını çıkarmaya çalışır. Fakat işler yoğunlaştıkça, ara sıra Cemal için  de bazı işler çıkmaktadır. Kılıç bey cahil bir adam olduğundan, Cemal'in yurtdışı MBA'sını NBA sanarak onu şirketin basketbol takımına alır. Cemal ilk turnikesini atmaya çalışırken kalçası çıkınca, onun basketbolla alakasının olmadığını anlarlar. Birkaç getir götür işini de beceremeyen Cemal ağır ağır can sıkmaya başlar. Kendisine teslim edilen 1 milyon lira ile uyuşturucu takasına gönderildiği bir gün, uyuşturucu satıcılarından aldığı ürünlere karşılık fatura isteyen Cemal'i, Kılıç Bey'e olan saygılarından vurmayan karşı mafya elemanları, durumu Yüksek Mafya Sendikasına bildirirler. Vasıfsız kötü adam çalıştırmaktan uyarı cezası alan Kılıç Bey'in itibarı sarsılır. İtibarı sarsılan Kılıç Bey, Cemal'i kovmak istese de vefa borcu sebebiyle yapamaz. Onu kız kardeşi ile evlendirerek ailesine alır ve arka planda küçük işler verir.

        10 yıl bu şekilde gelip geçerken, boş zamanlarında daha önce yapmadığı şeylere odaklanan Cemal, ilk iş olarak düşünmeye başlar. Beynini yeni yeni kullanmaya başlayan Cemal, düşünme süreci uzadıkça kafasında oluşan ısıdan memnun olunca, işi abartır ve tekrar Kılıç Bey'in gözüne girmeye çalışır. Çok çaba harcar, ama Kılıç Bey bir hatayı iki kez yapmadığı için mafyanın başına geçmiştir, kaşları çok heybetli olduğu için değil herhalde. Olmaz der, reddeder sürekli Cemal'i. Cemal bu kızgımnlıkla kendini tekrar alkole verir. Kılık değiştirip eski köyüne gider. Aynı kahvede oyun oynar. Okey oyununu bir şekilde kazanır ve hesabı gariban, Abdullah Çavuş'a kilitleyerek tekrar büyük şehire döner. Bununla da yetinmez, basketbol eğitimi alır. %32 dış şut yüzdesine ulaştığında tatmin olup kursu bırakır. Beylik tabancasıyla atış talimi yapar. Bu arada küçük kızını yanlışlıkla vuran Cemal, bir süre içine kapansa da, kısa sürede tekrar dışarıya açılır.


        Karşı mafyanın başı Servet Bey,  Kılıç Bey'in liderliğinden sıkılmış ve açığını arayarak onun hakkından gelmenin yollarını ararken, gözüne Cemal'i kestirir. Cemal, Kılıç Bey'in yanında yer alan, istediğini alamamış bir papağan gibidir. Kafesinin içinde zararsız gibi görünen bir papağan'ın yaratma ihtimali olan bir terörü asla küçümsememelisin Yadigar diye sağ koluyla konuşur falan. Afilli konuşmalar bitince Yadigar'ı görevlendirir ve Cemal ile bir görüşme ayarlar. Ağzından girip burnundan çıkar ve Cemal'i Patronuna karşı doldurur.

        Evine alkollü giden Cemal, karısını döver. Karısı, "yine mi zıkkımlandın?" deyince, "ne yani dövmeme takılmadın da alkollü olmama mı takıldın?" der. Karısı "evet o da var ama..." deyince de, "ooo olmaz işte öyle sonradan karar değiştirmek yok" diyerek bir daha döver. Karısı Cemal'e kızınca, yardım için abisini arar ve şikayet eder. paralel hattan karısını dinleyen Cemal, önce bir daha karısını döver, sonrada Servet Bey'i arayarak, az sonra Kılıç Bey'in evlerinde olacağını, hemen gelmesi gerektiğini, aksi takdirde enfes bir dayak yiyeceğini belirten, ödemeli bir arama yapar. Servet Bey, her ne kadar tarihi bir fırsatla karşı karşıya kalmış olsa da, Cemal'in kendisine ödemeli arama yapmasına uyuz olduğundan, işi biraz ağırdan alır. (Bu arada Kılıç Bey eve gelmiş Cemal'i indirmiştir.) Sonradan evi basan Servet Bey ve adamları Kılıç Bey'i delik deşik ederken, Cemal olan bitene tanıklık etmiş, son nefesini verirken, cebinden güçlükle çıkardığı zarfı Servet Bey'e teslim ederek" Bunu bağcılar köyünden Abdullah Çavuş'a vereceksin. Söz ver bana" demiştir. Söz veren Servet Bey, zarfı Abdullah Çavuş'a ulaştırır. Zarfı açtığında, çalınmış 5 adet okey taşı gören Abdullah Çavuş ve sığ arkadaşları göz yaşlarına boğulurlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Entropi

    Denizin üzerinde yansıyan ışıklar hakkında konuşabilecek kadar dingin bir ruh hali içinde olmaya çalışmaktan bahsediyordu. Gözlüklerinin...