Bursa otogarını bilenler bilir, anlatmaya gerek görmüyorum. Giriş yapıp bırakıyorum.
Sevgili Zehra, diye başlayan bir mektup yazıp gerisini getirmemek de, akıl hastalığının diğer belirtilerindendir. Yazıya girip yarım bırakmak, cümleye başlayıp, kalkan ilgi dolu kaşları izlemek, gerisini getirmeden nokta koymak anarşizmin temel ilkelerindendir.
Bu anlayış doğrultusunda, bazı politik ve sosyal vakaları başlamadan kilitlemek özel bir gayret istemez. Aslen akıl hastalığı ile de ilgili değildir; eğlenceli olsun diye bu çeşit bir tanımlama yapmak istedim sadece. Niyetim biraz sıradanlıktan kurtulmak. Bıktım aynı oyunlardan. Ağır cümlelerden ve mevsimlerin birbirini takip etmesinden. Ne saçmalıyorsun falan demeyin rica ederim. Gişe rekorları kıran dizilerin ve filmlerin temel çıkış noktası bu! Bu kadar yabancısı olduğunuz şeyler değil.
Cümleye girip yarım bırakmak yetmez ama. Üzerine sihirli ve anlamlı bakışlara da ihtiyacınız olacak. Ortada derin bir şey var ve ben bunun gerisini getirmiyorum. Şimdi normal biri gibi "ne saçmalıyorsun?" diye mi soracaksın; Hımmm deyip burnunu mu karıştıracaksın, asıl mesele bu. Aynştayn ne diyor: İzafiyet! Ben ne diyorum: Bursa otogarı yahut Zehra!
Sevgili Zehra, Bursa otogarını bilirsin. Anlatmaya gerek görmüyorum.
- Duyuyor musun?
- Neyi?
- SESSİZLİĞİ!
- Neyi?
- SESSİZLİĞİ!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.