Hocanın canı sarma çekmiş. Komşusu da, ama onun için yoğutta gerekir biliyorsun der. Hoca altta kalır mı? Biliyoruz heralde hayret bi olay der ve sinirli biçimde laptopunu açarak internetten sipariş verebileceği bir mekan arar, bulamaz. Kalk gölün oraya gidiyoruz, orda bi lokanta vardı onlarda bulunur der komşusuna. Komşusu Hocada yine para olmadığını, kendisini de onun için beraberinde götürmek istediğini anlayınca, sağol hoca ben gelmeyeyim der. Hoca içinden .mını .rzını diye söylenerek tek başına yola çıkar. Cepte para olmadığından yanına para edecek bir küçük bakır kazan alır. Kazana da bir bardak süt koyarak, yolda içeyim bari der.
Lokantaya vardığında takası kabul etmeyen lokanta sahibiyle münakaşa eden Hoca, sinirlenerek göl kenarına gidip bir sigara yakar. Elindeki küçük kazana ve süte bakan Hocanın sinirleri iyice bozulur ve sütü göle döker. Oradan geçen bekçi Hocayı görünce yanına gelir. Ne yapıyorsun sen yaw der kızgın. Hoca gölü kirletmekten içeri girmemek için deli ayağına yatar. Göle maya çalıyordum der. Bekçi, yürü git lan burdan içeri attırmadan seni der ve hoca topuklar.
(Size de komik gelmedi değil mi? Orjinali başka oluyo yea! ama düşündürücü oldu en azından diye düşünüyorum.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.