30 Eki 2010

psikozdan çıkabilirsen eve de beklerim


Geçmiş günlerin hatrına, hiç sevmediğim bazı şeyler yapıyorum sana yönelik ve sen farkında olmadan. Önce unutmayacağıma söz verdiğim, sonra sinirle unuttuğumu söylediğim, ama aslında unutmadığım bazı şeyleri tekrar etmek gibi...Senden kalanları korumak gibi bazı şeyleri örneğin. Dinlediğimiz müziklerin cdlerini diğerlerinden iyi korumaya çalışmak ve çizilmelerine -hala- izin vermemek gibi...
Senin farkında olacağın fakat sevmediğim şeyleri de yapıyorum ama, aklımdaki resimle çizilen birbirini tutmuyor sayende. Sen bu hesaplanamayan uyumsuzluğa ,psikoz diyorsun. Basit bazı sıkıntılarını, bazı kitaplardan alınma bilgilerle kutuluyorsun. Ve modern bilimler seni öyle bir hale getiriyor ki, kendini evrenin merkezinde hissediyorsun. Bir Ortadoğu ülkesinde yaşıyorsun ama kendini greenwich'e göre zamanlıyorsun. Yerküre senin eksenin etrafında daha tam bir tur atamadan başka türlü bir sızının etkileriyle sarsıyorsun onu.
Neyseki bazı iyi sayılabilecek haberlerim de var sana. Dünya sana eziyet etmeye çalışmıyor. Algılama güçlüğü çektiğin bazı konular, milyar kadar insanın ortak sorunu. Yalnız tek bir konuda haklısın ki,insanlar seni anlamak için düşündüğün kadar çaba harcamıyorlar. Çünkü onlar da, kendi sorunlarını ortaya koymakla meşguller. Kimsenin kimseyi dinleyecek vakti yok anlayacağın. Otobüsleri kalkıyor, evde çocuk bekliyor, yemeğin altı yanıyor vs....Demek psikozdasın. Çıkınca ara beni....eve de beklerim. Sert, sütsüz bir kahve içeriz beraber. Ama sen şekersiz iç istersen. Bol kafein algını toparlamana, senin dışında da bir akış olduğuna dikkatini çeker belki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Entropi

    Denizin üzerinde yansıyan ışıklar hakkında konuşabilecek kadar dingin bir ruh hali içinde olmaya çalışmaktan bahsediyordu. Gözlüklerinin...