21 Nis 2016

Bunu yazayım

     Çok hızlı ilerledik değil mi? Tüketmelere doyamadık. İlerledik ve ilerledik. Hızlandık ve hızlandık. Hayat hızlandı, teknoloji ilerledi, yaşam aceleye geldi. Ve ilerleme, hızlanma, acele, bize büyük bir yalnızlık hediye etti. Farkına bile varmadan ve gelişen bir tutarlılık içerisinde, hayali dünyanın içine sıkışmış, binlerce tanıdığı olan yalnızlara dönüştük. Hayal kırıklığı yaşadık ve bunu öngöremedik. Sahip olma kavramı adı altında sanal hayatlar satın aldık ve değerinin çok altında ve bir çırpıda gerçeklikleri elden çıkardık. Şimdi geldiğimiz noktada, klavye başında derdimizi boş word belgelerine kaydederken, ya da  bir kertenkelenin cesedine kilitlenirken bulduk kendimizi. Karıncaların götünü yemeye çalıştığı, gözleri çürümeye başlayan bir kertenkele. Ölümü bir kertenkele cesedi ile tekrar- ve ancak- hatırlayabildik. Ve ancak o zaman yazma eylemine geri dönebildik. Zararı en çok, en insan olanlar yaşadı. Bu yolda en büyük kaybı en iyiler yaşadı. (Zavallı ruhlar zaten sahip olamadıkları gerçek kayıplarını fark edemediler, etmiyorlar. Onların sayesinde biz de bazen her şey yolundaymış gibi zannediyoruz ya zaten.) Sıkışıp kaldığımız 10 km’lik  kısır döngümüzde fırtınalar kopardık. Yaşamın- illaki doğanın- umurunda bile değilken, hepimiz kendimizi kimyanın karbonu, atomun yapıtaşı ilan ettik. En doğrusu, zincirin en kilit halkası,  takımın oyun kurcusu ve sefil yaşamlarımızın süperstar’ı zannederken kendimizi, her gün fark etmeden ezdiğimiz binlerce karıncanın bir tanesinin üretim potansiyelinin yanından bile geçmediğimizi ancak belgesellerde fark edebildik (mi?) Uzatmayalım. Bir ağacın gölgesinde, hiçbir şey yapmadan yan yana oturacak 10 dakika yaratamıyorsak kendimize, zamanımız kalmıyorsa –ki kalmayan zamanımızın götünü eşekler siksin- sahip olduğumuzu zannettiğimiz şeyler çoktan bir yerlerimize girmiş demektir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Entropi

    Denizin üzerinde yansıyan ışıklar hakkında konuşabilecek kadar dingin bir ruh hali içinde olmaya çalışmaktan bahsediyordu. Gözlüklerinin...