18 May 2018

Bir zamanlar

Onunla bazen yalnızca birbirimize bakardık. Konuşmazdık, gözlerimizle bir şeyler anlatmazdık. Bakardık. Utangaçtı çoğunlukla. İzleme görevi genellikle benimdi. Sağ kaşının şakağına bakan son uzun teli ile saçının birleşimini, rüzgarda savrulup tekrar  bir araya gelişini hatırlıyorum mesela. Çıplak ayaklarını toparlayışını...Alkolün etkisiyle sigarasını içip uzaklara dalmışken izlediğimi de... Uyurken bazen...  Ama, O birini dinlerken yüzündeki mimikleri incelemeyi, çok severdim. Çok severdim. Çok severdim. Bunu onaltıbin kere falan daha yazmak isterdim. 

Hoşuna gitmeyen bir cümleye nezaketen sessiz kalırken, engelleyemediği dudaklarını sıkıca kapatma refleksi, yahut başkasının kendisini beğendiğini (ya da tam tersi) hissettiğinde, ben hissetmeyeyim diye önünde ne bulursa eline alıp saçma sapan evirip çevirmesini... bunu da çok severdim. Sonrasında da öperdi beni. Sebepsiz gibi... ama değil! Hissettirmemeye çalıştığını hissetmemiş gibi yapabildiysem öperdi beni. Zavallı saf sevgilim der gibi öperdi sanıyorum. “Neyse ki anlamadı. “ Anlardım.  Aslında o öyle değil demek gelmezdi içimden ama, halimden memnundum. Peki neyi izlerdim, neyi kazımak isterdim beynime?  O zaman farkında değildim zannediyorum. Şimdiyse tüm bu izlemekten, bakmaktan öteye geçen beyne işlenmiş imajlarla nefes aldığımı fark ediyorum her yerde ve her zaman. Bu sefil hayatın içinde bazı anlamlı hedeflerin de oluyor böylece. Değer verdiğin her şeyi ve herkesi bir nevi aklına kazıyorsun aslında. Durumları ve hatıraları da. (Neden hiç fotoğraf çekme alışkanlığı edinemediğimi bu şekilde fark etmiş olmak da enteresan aslında)

Ama bitmek tükenmek bilmez bu depolama durumu, onbinlerce sınıflandırma, binlerce kişi, her kişideki onlarca mikro ayrıntı, biriyle özdeşleşen ve unutulan bir ayrıntıyı(örneğin bir bardak tutma biçimi)sonrasında bir başkasında gördüğünde yaşanan kafa ve duygu karışıklıkları( ben şimdi bu insanı neden sevdim? Kimdi bunu böyle yapan?), onları anlamak için ihtiyaç duyulan zaman, bir de çözene kadar neyin var diye soranlar elbette. Hangisi daha yorucu karar veremiyorum. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

cansızların serbest salınımı

        Bu yaşamda her şey olur. Hiçbir şey sürpriz değildir ve her an beklenmelidir. İnsan bir gün doğumu ya da huzurlu bir uykuyla her...