Rüyalarımdan arta kalan hiçbir şey yok uzunca bir zamandır. Yaşadığımız dünyanın tüm gerçekliğinin plastik bardak kıvamında olmasından mıdır nedir, sanki rüyalarımdan aklıma bazı şeyleri getirebilirsem huzur duyacakmışım hissine kapılıyorum. Elde tutulabilecek cinsten bazı nesnel gerçekliklere rüyalar aracılığı ile sahip olma benzeri bir ihtiyacım var sanırım. Algının bozulması, gerçeklikten kopuş, yabancılaşma sendromu ve bir sürü afilli teşhis daha. Modern hayatın ayak oyunları. Gerizekalı kafaların, altı yaşındaki bir çocuğun bile anlayacağı basit hayat kurallarını karmaşıklaştırma çabasının doğal ürünü. Ve tabii tüm bu doğal ürünleri tüketmenin, bünyede yarattığı yan etkiler; kelimeler. İhtiras diyor, eziklik diyor, anlam diyor... Biri oradan kalkıp, efendime söyleyeyim, kibir diyor. Biri kendini tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor; diğeri sallamıyor bile. İkisi de güzel yapıyor. Üçü de güzel yapıyor. Ve diğerleri de güzel yapıyor. Herkes her şeyi güzel yapıyor tamam mı? Tek sorun bunları anlatma çabasının boşluğu.
Küçük bir etki, kabul ediyorum. Ama gücü az da olsa bu küçük elektirik çarpması farklı etkiliyor beni, anlamıyorum. Bütün amacım çay koymaktı halbuki. Ocak bana gerçekliği sabahın 8'inde hatırlattı. İyi de oldu tamam mı? Bir süre tahmine deceğiniz türden küfürler ettim. Çayı erteledim. Soğuk duşa girmem gerektiğini düşündüm aniden. Duşta musluktan yediğim ikinci akımla ve çirkin kıçımla ve yarı ıslak saçlarımın gözlerime girmesine engel olmaya çalışarak ve bütün bunları aynı anda yapmak için bu bedeni bir süredir sürekli ayık tutan beynime küfürler ederek, sızlayan elimi ağzıma sokup, her oturup kalktığımda kıçımdaki tüylerden çekiştiren adi plastikten banyo oturçalısını yan gözle süzerek düşündüm. Banyoda artan sıcaklık aklımda kaldı sadece şimdi. Uyumuş bile olabilirim. Aklım başıma geldiğinde onu gördüm. Resmen bana bakıyordu. İlaçlamadan sonraki ilk misafir böcek. Küçücük. Yüzünde "allah belanı versin, ne boktan adamsın sen, şu tipe bak. Elektirik çarpmış da yok bilmem ne. Salak, embesil. Her boku bildiğini sanan gerizekalı" bakışları. Siktr lan diyip fiskeyi koyduğum gibi banyo dolabına yapışan bedeni. Annemin plastik temizlik eldiveni ile musluğu açmam, biraz da soğuk suyun altında yarı uykulu vakit geçirmem.
Biraz sakinleştiğimi hatırlıyorum. Saat 9 da çalan telefon. İnancı olmayan her sahtekar gibi allah allah hayırdır diyerek endişelenmem. Telefona yetişeceğim diye aceleyle uzandığım musluktan yediğim 2. (toplamda 3 etti) darbe. Gerçekten iç açıcı, mide bulandırıcı ve son derece yüksek sesle edilmiş ferahlatıcı bir küfür daha... gün kötü mü başladı nedir? Rüyamda her ne gördüysem, hatırlamam gerek.
17 Tem 2011
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Entropi
Denizin üzerinde yansıyan ışıklar hakkında konuşabilecek kadar dingin bir ruh hali içinde olmaya çalışmaktan bahsediyordu. Gözlüklerinin...

-
Hepimiz hayatımızın bir döneminde, mutlaka bir orospu çocuğuna denk gelmişizdir. Bu bazen bir arkadaşımız, bazen yavuklumuz, bazen de öğr...
-
Denizin üzerinde yansıyan ışıklar hakkında konuşabilecek kadar dingin bir ruh hali içinde olmaya çalışmaktan bahsediyordu. Gözlüklerinin...
-
Şirinler'in yaratıcısı Peyo'dur. Peyo aslen Malatya' nın İkizpınar köyündendir. Yazar tarafından Şirinler'e verilen orijin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.