20 Ağu 2011

İkimiz için dağınık saçlar; sadece senin için dağınık fikirler...

İki yıl oldu görüşmeyeli. Sana ulaşmak için kullanmaktan nefret ettiğim o yolu arşınlamak zorunda da kalmadım bu arada. Görüyorsun, her olumsuz şeyde bile kendi çıkarımı gözetecek bir çıkış buluyorum kolayca.

   İki yıl oldu görüşmeyeli ve ben bu geçen vakitte senin için birçok güzel şarkı dinledim derin uykundayken. Kafamın iyi işlemeyen noktalarında tedavi etkisi yaratan ve sen yanımda olsaydın sanırım hiç hoşlanmayacağın türden şarkılar. Aslında bir bakıma bu biçimde konuşarak sana biraz haksızlık ettiğimi de seziyorum. Çünkü her gerçek yaşam kendi sanal yaşam felsefesini yaratıyor aslında. Bize reva görülen ya da tamamen kendi seçimlerimizden oluşan bu yaşamın şekillendirdiği bir algı toplamı ile ağzımızı açıyor ve yargılarda bulunuyoruz bir bakıma. Bu bakımdan insanlar ve onların yargılarına, doğrularına asla tam olarak katılamadığımı belirtmek isterim.(Tam yazının bu noktasında canını sıktığımı düşünüyorum nedense. Ama neticede bulunduğun konum itibari ile can sıkıntısı veya zaman dağlığı gibi izafi kavramlara kafa yormadığını düşünerek rahatlıyorum. Ve üzülerek hissediyorum ki, sen gittiğinden beri başka bir rahatlama biçimi de üretebilmiş değilim) Her neyse, katılmadığım insan yargıları ve onların sonsuz seçenekler içinden işine geldiği için seçtikleri güvenilmesi güç doğrularından söz ediyordum sanırım. başka şekillerde yaşasaydın demek istiyorum. Belki böyle bir durumda senin de bakışın değişik olabilirdi bu şarkılara yönelik olarak.       

   Başka yeni şeyler de keşfettim elbette ama daha çok düşündüm. Zira keşif, insana canını yakacak malzemeyi de beraberinde getiriyor. Bu nedenle, hep arzusunu duyarım dediği olmayacak işler peşinde koşan, ulaştığı anda da keşfin kendisine göre bir şey olmadığını anlayan bir ergenden bir adım öteye gidebilirim diye hesapladım. Sen ne düşünürsün bilmiyorum, ama ben, keşfin, arayışın yerine elimizdekilere daha yakından bakmayı tercih ettim. Fakat bu da ilaç olamadı kafamın eksik işleyen yerindeki ödeme. Orada da insan ince kusurları, basit bir kafanın, yüzeysel işleyen bir kafanın, görmezden geldiği ince kusurlara takılıyor. Gitmekle belki en iyisini yaptın biliyor musun? Detaylara takılmış bir kafanın huzur bulması imkansız çünkü. Evet. Sanırım seni görmediğim onca zamandan bu yana meşgul olduğum şeylerin bana tek hediyesi bu fikir oldu. İyi ki gitmişsin diyorum, çünkü bunlara sen de dayanamazdın, seni tanıyorum.       
 
   Hep kafası, iç sıkıntıları, problemleri olan bir insan olmadım ama. O kadar sevimsiz olmak, bu kadar karmaşık olmak sadece yalnızken mümkündür sanıyorum. Dünyada olmanın, yaşamanın, bakmanın tadına da vardım. O çok sevdiğin sabah serinliğini de yaşadım bu zaman içerisinde. Sırf ikimizde ortak bir şeylerin anısı canlı kalsın diye yaptım bunu. Bu iki sene de sırf senin için daha fazla yollara düştüm örneğin.  Sen benzer türde bir iyi hissediş için daha fazla arabesk öğe barındıran yöntemleri tercih ederdin sanıyorum. Ben ise yan yana olmanın ısıtıcı yanlarına değer veriyorum. İçinden çıkamadığım bazı dertler dolayısı ile yardımına ihtiyaç duyuyorum çoğunlukla. Aynı şeylerden bahseden insanların, bahşeden tanrının varlığını unutmaları gibi olanı görmemeyi tercih ettikleri zamanlarda ve kelimelerin ilk anlamlarının ötelendiği zamanlarda ense kökümde hissettiğim tiz sızıyı sana da anlatabilmeyi diliyorum böyle zamanlarda. Belki sen dermanı olursun bu tür bir hesaplı tepkinin karşısında büzülen kafatasımın sorunlarının.  

   Yakında seni ziyaret etmemem için bir gerekçem yok. Önüme koyduğum –evet- yeni planları uygulamaya koymak için de. Sen nasılsa beni anlayacaksın diye umut ederek geçirdiğim bunca zamanı nasıl özetleyebilirim, onu düşünüyorum ben asıl. Ne yapsam, sen de lafı uzattığımı söyleyeceksin belki. Belki laf uzamıyordur da, anlatılmak istenen o kadar basit değildir. Belki duymanı istediğim şeylere değer veriyor, tembel aklın genetik hastalığı özetlemeye girmek için seni fazla önemli buluyorumdur. Akıcı hayatın doğal berbatlığına ayak uydurarak basitliğe sarılmak için uygun yer ikimizin sohbeti değildir diye düşünüyorum. Ama ne kadar kısa kesilse kafanda o kadar uzun yankı yapacak bir duygumu belirtmekte bir sorun yok diye düşünüyorum: Sana yazıyorum evet, çünkü seni seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Entropi

    Denizin üzerinde yansıyan ışıklar hakkında konuşabilecek kadar dingin bir ruh hali içinde olmaya çalışmaktan bahsediyordu. Gözlüklerinin...