(AÇIKLAYACAĞIM İŞTE!)
Para vermeden yapılan tatile bedava tatil denir. Öncelikle bu konuda anlaşalım. Hayır sonra başka beklentiler içine giriyorsunuz, gerçekleşmeyince atarlanıyorsunuz.. Çok üzülüyorum ben buna.
1-Aklınızda sadece seyahatin keyfini çıkarmak olsun
Yeni maceralara atılmak, gezmek, cepte kuruş; akılda gram sorumluluk olmayınca İndiana Jones havalarına girmek, bu işin en çekici yanıdır. Şapka yok ama. Onu alacaksın bi zahmet. Yapacağınız ilk şey paket programlardan uzak durmak. Zaten halihazırda sizi bu halinizle bir paket programa dahil etmeyeceklerini biliyorsunuz. Ama bunu bir yokluk olarak değil, minimalist bir çizginin seyahate tezahürü olarak kaktırabilirsiniz insanlara. İyi bir okuyucuysanız ve güçlü bir anlatım kabiliyetine de sahipseniz, yaşadıklarınızı, "Bir reddedişin adım adım hikayesi" ismiyle yayınlamanız bile mümkün. (ya da işten bile değil -ben buna iş demem manasında- diyebiliriz)
![]() |
Böcek mi o? |
Günümüz şartlarında aklımızda ihtiyaçlarımızı karşılamak ve mutlu olmak için para gerektiğine dair yanlış bir izlenim vardır. Mutlu bir tatil için yemek yemeye, su içmeye, boşaltıma ve dahası paraya ihtiyacınız yok (bi dakka açıklayacağım). Bunların hepsini elde etmek zor değil. Bu bir çeşit yanılsama. Matriks. 3 somun ekmek, halk büfesinde 1.20 tl. Su camilerde mevcut. ormanlar ve ağaç dipleri ise sizin o beyaz götünüze hasret. Bu şekilde diyet de mümkün. Seyahat bittiğinde Makinist filminin Christian Bale'i gibi olabilirsiniz. Bu tip bir beslenme ile Spastik Kolon denen bağırsak hastalağına yakalanma olasılığınız var elbette, ama bununla ilgili net bir bilgi yok sonuçta. Yürümek(zaten arabanız yoktur sizin), kendinle baş başa kalmak, kendi kendine konuşmak(ilginç), egzersiz yapmak, ağaçlara tırmanmak gibi, metropolde yaptığınızda en yakın kliniğe kapatılacağınız bazı özgür eylemleriniz için ise bu tatil biçilmez kaftan olacaktır. Rahatlamak gerek. Kalacak yer probleminin çözümünü ise ilerledikçe anlatacağım.
3- Acele etmeyin
Durduk yere koşmayın. Yürüyün. Her yere uçakla gitmek zorunda değilsiniz (efendim? hiç uçağa binmediniz mi? Hıım.) Bence toplu taşıma araçları da fazla hızlı. Yürüyün! Şehir dışından merkeze doğru ama. Tersi halde, saatte 6 km hızla 12 saat yürüdükten sonra, takatsiz biçimde ormanlık arazide bir başınıza kalmak istemezsiniz. Çünkü buralarda halk ekmek büfesi de bulamazsınız.
![]() |
Ben seni bu şekilde görmek istemiyorum. Yoksa bana ne? |
Mal mülk varsa tabii. Ben şahsen malı mülkü olmayanın pek derdi tasası da olacağını düşünmesem de, olabilir. Varsa onu da almayın. Sırt çantanızda gereksiz ağırlıklar, sizi yorabilir. İhtiyacınız kadar dert ve tasa alın. Gittiğiniz keşfettiğiniz yerdeki insanlarla sohbet edin. Anadolu'nun sıcak insanlarıyla iletişim kurun. Size mutlaka dert ve tasa takviyesi yapacaklardır.
5-İnsanlara güvenirseniz bedava yiyecek ve kalacak yer edinirsiniz.
Pek çok insan gezginlere evini açmaya gönüllü olur. Özellikle kadınsanız. Büyük ihtimalle kalacağınız yerdeki insanlara size bedava yiyecek de verecektir. Özellikle kadınsanız. Bazı internet sitelerinde gezginler ile onlara evini açmak isteyenler bir araya gelebiliyor. Kadınlar için. Dikkat ettiyseniz 5. madde açık : İnsanlara güvenirseniz bedava yiyecek ve kalacak yer edinirsiniz. Bunlar elde edecekleriniz. Onların elde edeceklerine girmiyorum.
![]() |
Kontrol etmek şart! |
Eğer güzel yemek yapıyor, bir müzik aleti çalıyorsanız ya da elinizde bir beceri varsa büyük ihtimalle aç kalmazsınız.. Kalpazanlık örneğin... hiç aç bırakmıyor. Hele de vaktiniz varsa gezdiğiniz yerlerde bir iş bulabilir, para bile kazanabilirsiniz. Bunu bir yerel işletmeye çevirebilir, franchising kavramıyla bile tanışabilirsiniz. Onlar Franchising kavramının anlamının bayilik olduğunu anlayana kadar siz şehrin ileri gelenlerinden biri bile olabilirsiniz.
7- Metropollerden uzak durun
Kokuyo bir kere. Çok pis kokuyo metropoller. Örneğin İstanbul. (Başka metropol mü var? Ha yok değil mi?) Metropollerde insanlar para için yaşar, hayatlarını bu bağlamda anlamlandırırlar. Oysa ki kırsal bölgelerde ve mikro şehirlerde insanlar para ile ilgilenmezler. Hayatlarında paranın yeri yok denecek kadar azdır. Katı ağaçlardan yiyecek; sıvı ağaçlardan içecek, gazlı ağaçlardan soda temin ettiklerinden, takas usülüne göre yaşamayı bir tarz olarak içselleştirdiklerinden para kelimesi Lidyalılardan gayrı bir şey ifade etmez tarih sever taşralılara. Boşaltım ihtiyaçlarını da ağaç diplerinde giderdiklerinden, doğadan al doğaya ver döngüsünü iç huzuruyla tamamlar, uyumadan evvel atmosfere bir miktar gaz saldıktan sonra uyurlar. Metropollerden uzak durun; taşraya yakın. Ağaç diplerine dikkat!
8- Seyahat gerektiren bir iş bulun
Eğer borçlarınızı ödemek ve çocuğunuza bakmak aynı zamanda da gezmek istiyorsanız, çok şey istiyorsunuz demektir. Ama üzülmeyin, sizin için de önerilerimiz var. Kendinize seyahat gerektiren bir iş bulun. Bu iş size aynı zamanda bir karavan; bir beşik, bebek maması ve yüklü miktarda çocuk bezi de temin etsin. Küreselleşen dünyada pek çok iş seyahati etme gerekliliğini de yanında getirir oldu. Kimse çocuk istemiyor ama eğer çaba harcar, bebeğinize Türkçe öğrenmemişken bir yabancı dil öğretebilirseniz, uygun bir makyaj ile iş görüşmenizde patronunuza partneriniz olarak yutturabilirsiniz. Bu da çift maaş demek unutmayın! ;-)
9- Gençlik kamplarına katılın
Vazgeçtim lan katılmayın.
![]() |
Kızlı erkekli |
Evet buna katılın! Bu programlar sayesinde, çalışmak, seyahat etmek dil öğrenmek, yeni insanlarla tanışmak, onlarla tartışmak, muhtemelen dilinizi bilmedikleri için gülümseyen bir suratla analarına sövmek mümkün. Onlar sizdeki egzotikliği çözmeye çalışırken içinizi ferahlatabiliyorsunuz. Tabii katılım belli şartlara bağlı. 30 yaşını aşmamak, motivasyon mektubu, ortalama 1300 tl masraf yapacağınız vize işlemleri, hesabınızda bir miktar para, geri döneceğinizi taahhüt eden bir yazılı evrak, temiz sicil kağıdı, liberal bir dünya özlemi, evropa tipi bir giyim, beyaz ten ve delici olmayan bakışlar.... ihtiyacınız olanlar bunlar. Gerçi bu şartlara sahip kişileri cast ajansları dizilere sokuyor ama olsun.
11- Eğer yaşınız 30' ları aştıysa!
Yavaş! İlk uyarımız bu olacak. Yavaş! 30 yaşınızı aşmış olmanız önemli değil. Fazladan bir sırt çantası ile sorunumuz aşılabilir. Tansiyon aleti, haplarınız, mesleriniz, bastonunuz dişlerinizin kesebileceği türden yiyeceklerinizin olacağı ikinci bir sırt çantası ile yola çıkabilirsiniz. Ne olur ne olmaz diye tam korumalı bir de sağlık sigortası yaptırabilirsiniz tabii. Ya da siz iyisi mi düşmeyin yollara. Şu aşağıda bi yer var. cuma- cumartesi fasıl yapıyorlar. Harika bir yer. Rakı- balık yapıp, her şeyden haberiniz varmış gibi konuşabilirsiniz. Masada da en az sizin kadar alkol alan ne konuşulduğunu bile takip edemeyen insanlar olacağı için, 2 gün cennet gibi olacaktır. Saygılar.
12-Beklenmedik şeylere açık olun
Konuşturmayın şimdi beni. Girdin bir yola, başına geleceklere açık olacaksın. Bu! Bunca yıl korumaya çalıştığın bağzı değerlerin hasar görebilir falan... takmayacaksın. Geniş olacaksın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.