YERLİ DİZİLERİN İNCELEMELERİ, KONULARI VE ALTI ÇİZİLECEK NOKTALAR.
EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ:
Başrollerinde Oktay Kaynarca ve Deniz Çakır
GENEL HİKAYE: (Resmen alıntı)
Küçük yaşlarda girdiği yer altı dünyasında, düşük gelir ve saygınlık eksikliği, SSK pirimlerinin yatmaması gibi sebeplerle yerini beğenmeyen, yükselmek için sürekli didinen Hızır Çakırbeyli’ nin hikayesini konu alan dizi ATV’de yayınlanıyor. Yer altı dünyasına giren herkes gibi Hızır’ın da amacı haksızlıklara karşı gelmektir. Çünkü herkes bilir ki, eğer haksızlıklara karşı bir tutum geliştirmek istiyorsan,yerin, yer altı dünyasıdır. Gittikçe güçlenmek ve mücadele gücünü arttırmak zorundasındır. Hızır da tam bu amaçla güçleneyim de rekabet etme gücüm artsın diye düşünürken, ayarı kaçırıyor. Fazla güçleniyor ve haksızlıkların kaynağı olmaya başlıyor.
Hızır bir sevgi adamıdır. Sevekten hiç kaçınmaz. Ortada sevilecek bir şey varsa sever. Suratını astığı görüldüğünde sevilecek bir şey vardı da biz mi sevmedik der, tesbihini sallar, telefonundan içli bir şarkı açar. Sevilmeyi de pek sever. İlginç değil mi? Hızır, enteresan bir insan. Sevilmeyi olumlu karşılıyor. İşte yer altı dünyasının başında olmak böyle bir şey demek ki. Sen ben olsak, sevildik mi sinirlenir, rahatsız oluruz mesela. Tuhaf. Bu sevgiyle olan sıkı fıkı ilişkisi nedeniyle, hayatındaki her dişinin odağında olmak istiyor Hızır. Annesinin, karısının, komşunun karısının, kızının, kedisinin yahut deniz analarının…. (sırf adında “ana” geçiyor, dişiliği çağrıştırıyor diye deniz analarının türünün yok olmasına engel olan bir değneğe düzenli bağış yapıyor Hızır.)
Her türlü dosttur, her türlü arkadaş canlısıdır. Aile fertlerini pek kayırır. Dostarını mütemadiyen kollar. Alenen sahip çıkar. İçinde eski Türkçe’ye ait hangi zarf varsa, hepsini kullanan bir eylemi gerçekleştirir Hızır. Vefalı bir dost, canayakın bir abi, polikarbon bir babadır.
Bu özellikleri ile yakın çevresi ve iç sahada sürekli 3 ouanı toplayan Hızır, deplasman diye tarif ettiği dış dünyada ise radara girip çıkmaktadır. Devlet, yasadışı faaliyetlerini yürütmesi için Hızır’ı ikna etmeye çalışıyor. Gel şu dükkanın başında dur diyor. Hazır tükan diyor. Naz etme diyor. Hızır, kabul etmek ile etmemek arasında gelip gidiyor. Bu tarafta mafyanın çekiciliği ve itibar; diğer yanda devlet kapısı ve garanti iş… İkisinden de bunalan Hızır, son çare olarak ikisinden de istifa ederek KPSS’ye hazırlanmaya karar veriyor.
Küçük yaşlarda girdiği yer altı dünyasında, düşük gelir ve saygınlık eksikliği, SSK pirimlerinin yatmaması gibi sebeplerle yerini beğenmeyen, yükselmek için sürekli didinen Hızır Çakırbeyli’ nin hikayesini konu alan dizi ATV’de yayınlanıyor. Yer altı dünyasına giren herkes gibi Hızır’ın da amacı haksızlıklara karşı gelmektir. Çünkü herkes bilir ki, eğer haksızlıklara karşı bir tutum geliştirmek istiyorsan,yerin, yer altı dünyasıdır. Gittikçe güçlenmek ve mücadele gücünü arttırmak zorundasındır. Hızır da tam bu amaçla güçleneyim de rekabet etme gücüm artsın diye düşünürken, ayarı kaçırıyor. Fazla güçleniyor ve haksızlıkların kaynağı olmaya başlıyor.
Hızır bir sevgi adamıdır. Sevekten hiç kaçınmaz. Ortada sevilecek bir şey varsa sever. Suratını astığı görüldüğünde sevilecek bir şey vardı da biz mi sevmedik der, tesbihini sallar, telefonundan içli bir şarkı açar. Sevilmeyi de pek sever. İlginç değil mi? Hızır, enteresan bir insan. Sevilmeyi olumlu karşılıyor. İşte yer altı dünyasının başında olmak böyle bir şey demek ki. Sen ben olsak, sevildik mi sinirlenir, rahatsız oluruz mesela. Tuhaf. Bu sevgiyle olan sıkı fıkı ilişkisi nedeniyle, hayatındaki her dişinin odağında olmak istiyor Hızır. Annesinin, karısının, komşunun karısının, kızının, kedisinin yahut deniz analarının…. (sırf adında “ana” geçiyor, dişiliği çağrıştırıyor diye deniz analarının türünün yok olmasına engel olan bir değneğe düzenli bağış yapıyor Hızır.)
Her türlü dosttur, her türlü arkadaş canlısıdır. Aile fertlerini pek kayırır. Dostarını mütemadiyen kollar. Alenen sahip çıkar. İçinde eski Türkçe’ye ait hangi zarf varsa, hepsini kullanan bir eylemi gerçekleştirir Hızır. Vefalı bir dost, canayakın bir abi, polikarbon bir babadır.
Bu özellikleri ile yakın çevresi ve iç sahada sürekli 3 ouanı toplayan Hızır, deplasman diye tarif ettiği dış dünyada ise radara girip çıkmaktadır. Devlet, yasadışı faaliyetlerini yürütmesi için Hızır’ı ikna etmeye çalışıyor. Gel şu dükkanın başında dur diyor. Hazır tükan diyor. Naz etme diyor. Hızır, kabul etmek ile etmemek arasında gelip gidiyor. Bu tarafta mafyanın çekiciliği ve itibar; diğer yanda devlet kapısı ve garanti iş… İkisinden de bunalan Hızır, son çare olarak ikisinden de istifa ederek KPSS’ye hazırlanmaya karar veriyor.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.